WANTED- WEAPONS OF FATE

Konu: WANTED- WEAPONS OF FATE C.tesi Mayıs 30, 2009 8:40 am

WANTED- WEAPONS OF FATE

İyi filmin iyi oyunu karşımızda...

Adrenalin,
aksiyon ve bolca kan arıyorsanız tam yerine geldiniz. Genelde filme
uyarlanan oyunlara veya oyuna uyarlanan filmlere her zaman önyargıyla
yaklaşmışızdır. Çünkü bu geçiş sırasında her zaman ya ana konu
değiştirilmiş ve hikaye ana çizgisinden çıkıp alakasız bir yola
girmiştir ya da konu doğru işlenmiş ancak istenileni vermemiştir. Tabii
ki istisnalar yok değil. Şu an karşımızda duran bu oyun da istisnaların
en önemlilerinden. Wanted: Weapons of Fate, Wanted filminin devamı
niteliğinde. Aslında bu biraz oyunun yararına olmuş. Çünkü uyarlama
yapılırken her zaman ana hikayeden kopmalar oluyor. Bu kezse bunu
engellemek için, oyunu filmin sonunda kaldığımız yerden, yani Sloan’u
öldürdükten sonrasını oynuyoruz.
Oyunun
hikayesi, Wesley’nin Sloan’u öldürüşünden sonraki dönemde geçiyor.
Artık kahramanımızın başka bir amacı var: Annesini öldüren katili
bulmak. Ancak hikayeye girişmeden hemen önce, kontrollerin öğretildiği
tutorial’ı bitirmemiz gerekiyor. Daha sonraysa gerçekten akıcı, salt
aksiyon içeren oyunumuz başlıyor ve bir anda kendimizi talan edilmiş
evimizin içinde buluyoruz. Üst kattan sesler geliyor, karakterimiz
(Wesley) yukarı çıkıp neler olduğuna bakıyor ve buradan sonra aksiyon
durmak bilmiyor. Silahımızı kaptığımız gibi evi basan insanları tek tek
avlamaya başlıyor ve oyun boyunca sürekli hareket halinde oluyoruz. Bu
bir açıdan güzel olmuş ama oyun içi ilerleyiş çok çizgisel.

Oyunda
ilerledikçe farklı karakterlerle de oynama şansı elde edebiliyorsunuz.
Karakter modellemeleriyse çok iyi yapılamamış. Wesley Gibson’ı keşke
daha iyi modelleselerdi... Filmde oynayan karakterin lise çağlarındaki
hali gibi olmuş. Ara videolarsa gerçekten güzel ve bilgilendirici. Bu
ara videolar sayesinde -annesine neler olduğu gibi- geçmişiyle ilgili
birçok bilgiye erişebiliyoruz.
Wanted’da
birçok güzel özellik mevcut. Nesnelerin arkasında siper alabilme,
siperden çıkmadan kör ateş edebilme, mermilere falso verebilme,
adrenalin özelliği sayesinde filmde de gördüğünüz slow motion özelliği;
kısacası ne ararsanız var. Özellikle mermilere falso verebilmek insana
büyük keyif veriyor. Ancak eğer falsolu mermiyi ıskalarsanız bu
özelliği bir daha kullanmak için bir kişiyi daha indirmeniz gerekiyor.
Yapay
zekaysa çok iyi değil ve bu durum, böylesine potansiyele sahip bir oyun
için üzücü. Yapay zekayı görmezden gelirsek siper alma, falso verme ve
adrenalin gibi özelliklerin oyuncuyu uzun süre bilgisayar başına
kilitleyebileceğini düşünüyorum. Ancak şunu söyleyeyim ki çelik gibi
sinirleriniz olması gerek çünkü kamera açıları insanı delirtebiliyor.
Bir anda gitmek istemediğiniz bir yerde buluyorsunuz kendinizi. Nişan
alırken büyük sorunlar yaşıyorsunuz. Önünüzü görmek için nerdeyse nişan
alarak ilerlediğiniz bile oluyor ve belli bir süre sonra mouse’u
hareket ettirmeye korkar hale geliyor insan.
Grafiklere
gelirsek; mekanlar güzel tasarlanmış. Etrafın aldığı hasar başarılı ama
daha çok eşya zarar alabilirdi. Belli bir yerden sonra parçalanması
gereken siperler uzun süre mermi yağmuruna tutulduktan sonra bile
hiçbir şey olmamış gibi durabiliyor. (İstisnalar mevcut tabii ki.
Örneğin; ilk bölümdeki boss savaşında hasar alan duvarlar...)

Daha
önce de bahsettiğim gibi, karakter modellemelerini çok beğenmedim. Daha
çok üstünde durulabilirdi. İlerlerken sanki bacaklar ayrı, vücut ayrı
hareket ediyor gibi. Ancak hakkını yemeyeyim; siper değiştirirken
karakterimizin ortaya koyduğu akrobatik hareketler insana keyif
veriyor. Seslendirmelerse gerçekten iyi olmuş; üstünde durulmuş gibi
görünüyor.
Yazımı daha
fazla uzatmaya gerek görmüyorum. Çünkü kendi kalitesini belli eden bir
oyun ve ufak tefek hatalarını görmezden gelebilirseniz sizi uzun süre
bilgisayar başında tutacak bir yapım. 2.8 Ghz işlemci, 2 GB bellek ve
GeForce 8500 GT birleşimi veya dengi bir sisteminiz varsa bu oyun
deneyiminin keyfine rahatlıkla varabilirsiniz.